amaç hep beraber televizyonda "birşey" seyretmekti. şöyle hafif-atıştırmalık-kolay-hazırlanan-cinsten-birşeyler-olsun diye düşündüm. ne de olsa eve akşam 7'den evvel giremiyorum. hayatım hamur tutmakla ve çeşitli aşamalarında çeşitli hamurları takip etmekle geçiyor. ekşi maya hayatımı tamamen ele geçirdi. hem ekmek hamurlarını hem pizza al taglio hamurlarını ekşi mayayla tutuyorum. ama bu başka bir konu.



kızlarla eve beraber girdik, saat 7:15'de. önce şaraplar açıldı, havalansın diye. sofra kuruldu. peşi sıra sarımsaklı ekmek hazırlandı, fırına atılmak üzere. muhtelif, Roma'dan üşenilmemiş-taşınmış şarküteri zaten dükkanda dilimlenmişti. mozarellalara az çiğ krema, az kuru domates sos, damlalıkla "gerçek" aceto balsamico ve bolca Antakya zeytinyağı. muhammara Kantin'den araklanmıştı. salataları da kızlar yıkadı, kuruttu; bana da sadece ballı hardallı sos yapmak kaldı.
adamlar, daha doğrusu ilk adam içeri saat 8'de girdiğinde biz hazırdık. hatta birer bira bile içmiş, günün hararetini atmıştık.
mönü
şarküteri - 2 cins culatello, prosciutto, rezeneli salumi
peynir -gorgonzola, keçi, pecorino
muhammara
mostarda di frutti
chutney -elma, erik, ayva
mozarella salatası
kuzukulağı & tere salatası
sarımsaklı ekmek
ekşi maya ekmek
Yaşar Usta'nın dondurması -limon, mandalina, nar
sonuçta televizyon falan seyretmedik; büfe oturan yemeğe dönüştü; kimse de itiraz etmedi; herkes hayatından memnundu.