dil balığının tam zamanı. ama o kadar pahalı ki, makul fiyatlar içinde müşteriye vermenin imkanı yok. o zaman?
balıkçıdan ızgara şişlik hazırlanmış dil balığı gelmişti, tuzladım. tava/tencereyi ateşe koydum, içine tereyağı. iki diş sarımsak ve bir sap taze adaçayı ile yağı lezzetlendirip, içinden çıkardım. ince doğranmış pırasaları hafiften çevirdim, renkleri dönmedi. portakal kabuğu çektim içine. sonra kabukları soyulmamış, halka doğranmış taze patatesler. tuz ve taze çekilmiş karabiber. üstüne de iki kaşık kadar tatlı şarap -açılmış buzdolabında ekşimeyi bekliyordu. balık suyu yoktu, yerine tavuk suyu koydum. kapağını kapadım, pişti.
bu arada terbiye hazırladım: 1 yumurta sarısı, 2 kaşık çiğ krema, az limon suyu ve kıyılmış az maydanoz. patates ve pırasalar pişince içine 2 yaprak elle koparılmış pazı ekledim. hepsinin de üstüne şişlik hazırlanmış dil. kapağını kapamaya bile gerek kalmadı 38 saniyede pişti. balıkları kenara çıkardım, alıştırarak terbiyeyi kattım. sonra hepsini servis tabağında birleştirdim.
uzaktan gelen portakal aroması, tatlı şarap, balığın diriliği, terbiyenin letafeti... hepsi iyi evlendi; hem ayrı ayrı hissedildi, hem de lezzet birlikteliği oluşturdu.
Comments
You can follow this conversation by subscribing to the comment feed for this post.